Y (compilation)

this is a compilation of the texts I wrote to/about the love of my life, the one that got away, from ages 20 to 24.

***

04.08.2020

how do you keep yourself from falling?

I have so many mixed feelings about one of my friends and it only continues to grow. I have never felt so much love for someone in my heart and up until this time, this has never confused me. I always knew that I loved him, much more than anyone else I’ve ever met but this has never become an issue before now. There’s a part of me now that’s starting to see him in a different light. As I said, I have so much love for him in my heart and every now and again, I feel as if I’m about to explode from it. Having feelings that intense will make you want to express your love, whether it’s hugging them or making them happy. He’s just great and I wouldn’t be able to put into words how much love I’m feeling for him, for about two years now. I have such intense feelings of caring about him or wanting to protect him. What’s weird is that I’ve always felt this way and I never questioned it until now. A part of me wants to be able to express these feelings of love freely and without limits and I think that means it’s bound to go in a more romantic direction. I just can’t help feeling this way and maybe I shouldn’t have to stop myself from feeling it, but then again, risking our friendship scares the hell out of me. I've always heard people say they knew they found the one when they met them but I never really understood it. I guess I get it now. I met someone who I just intuitively love very much from the very beginning. I had always overlooked this truth but it's been there all along. I'm falling in love with one of my best friends and I don't have the slightest clue what to do about it.

12.05.2021 02:22

Aşk nedir, nasıl bir duygudur? Yıllardır bu sorunun cevabını hep merak ettim. Daha önce hiç aşık oldum mu? Bilmiyorum açıkçası.

Mesela, aşk karşılıklı olmak zorunda mıdır? Ya da mesela, insan birine karşı aşk beslediğinde ne hisseder, ne yapar? Aşk, fiziksel çekimden bağımsız olabilir mi?

Acaba aşk, benim ona hissettiğim mi? İnsan aşık olduğunda sürekli o kişiyi düşünür derler, ben yaşamıyorum bunu. Ama mesela birine ondan bahsederken gözlerim parıldıyor. Ne pahasına olursa olsun onu koruma içgüdüsüne sahibim. Bazen içimdeki sevgiden patlar gibi oluyorum. Çok sevmek, daha çok sevmek istiyorum. Onunla konuşurken o kadar mutlu oluyorum ki... Bütün dünyalar benim oluyor. Onu görsem, onunla olsam, beni güldürse... Hayatımı sonsuza dek şu şekilde sürdürebilirim.

Ya bir gün birine aşık olursa, biri girerse hayatına? Ne olacak o zaman, ne yaparım? Şu an bu soruların cevabını bilmiyorum.

22.05.2021 01:42

O istemiyorsa fikrini değiştiremem, beni nasıl gördüğünü değiştiremem diye düşünmüştüm birkaç gün önce. Artık kafamdan atmam gerektiğine ikna etmiştim kendimi. Az önce yeni bir farkındalığa eriştim. Vazgeçmekten vazgeçtim. Belki ona ulaşmam yıllarımı alacak ve yıllar boyu her gün içimde bir eksiklikle yaşayacağım, bu önemli değil. Eğer onun için mücadele etmezsem kendimle yaşayamam.

24.06.2021 00:01-00:22

Şimdi anlatacak o kadar çok şeyim var ki. Elimden geldiğince kendimi öz bir şekilde ifade etmeye çalışıcam. Ben aşık oldum. Yaklaşık 1 sene oluyor. 6 Ağustos 2020 tarihiydi. Önceki gün Oktaylarda kalmıştık. Sonra birlikte otobüste dönerken her şey bir anda değişti. Nasıl oldu bilmiyorum. Başımı omzuna koyup uyumak istemiştim. Tabii ki yapamadım. Sonra eve gider gitmez içimdekileri dökmüştüm. Blogumda o yazı duruyor hala. İlk tanıştığımız zamanlara gidersek, o zamanlar da çok seviyordum seni. Her zaman çok sevdim. Bir an bile sevmediğim olmadı. Hem de büyük bir coşkuyla sevdim. Yanında olmak her zaman mutlu etti beni ve hep çok ama çok şanslı hissediyordum. İçimden hep bunu düşünürdüm. Araya insanlar girdi, Erasmus girdi. Hiç de aklıma gelmedi başka bir şey. Hep arkadaşımdın benim. Ama asla kaybetmek istemeyeceğim, eşi benzeri olmayan biricik arkadaşım. Her şeyi yaparım onun için diyordum çünkü her şeyi hak ediyordun. Daha mutlu bir insana dönüştüm yanında. 6 Ağustos 2020 diyordum. Sonra her şey biraz değişti. Bizi Yağızla bir araya getirdiğin gün mesela, ben ayağımı burktuktan sonra birlikte oturup bira içerken şakalaşıyorduk. Zaten yanında hep mutluyum, o zaman da çok mutluydum. Tabii yine o zamanlar kendime tam olarak itiraf edebilmiş de değildim bu durumu. Görmezden geliyordum, hissetmemeye çalışıyordum. (İşe yarayacakmış gibi) Daha sonra ara ara dikkatimi başka insanlarla, işle falan dağıttım birkaç ay böyle geçti. Maalesef isim vereceğim şimdi. Burak vardı birkaç kere takıldığım. İşte takıldığımız ilk gece felaket geçmişti, bahsetmiştim belki hatırlarsın. O gece bana ettiği bir laf var. Hala kulaklarımda çınlar. “Umarım bir gün gerçekten birlikte olmak istediğin kişiyle olursun” dedi. Halimi görmen lazımdı. Tabii ki sen düştün aklıma. Hayal et şimdi, yatağın köşesinde elimde bira oturuyorum ve aklımda sen varsın. Öyle işte… Daha sonra rüyalar başladı. İlk rüyamda henüz kendime bile itiraf etmekten çekiniyordum. Sen benden CMK Alphasından sayfa atmamı istemişsin, ben de atmışım fakat sonra attığım sayfanın kenarına senin adını yazıp yanında kalp malp çizdiğimi görüyordum. “Amaan, zaten onu çok sevdiğimi biliyor herhangi bir anlam çıkartmaz buradan” diyip rüyada sakinleştiriyordum kendimi. Sonra bir dönem duygu yoğunluklarım fazlasıyla artmaya başladı. Artık patlayacak noktaya geldiğim zamanlar oldu, Öykü biliyor. Hemen yeni bir flört edindim Twitterdan. Ali Enes. Bir hafta kadar oyalandım. Seninle de çok az iletişimimiz oldu o hafta. Sonra bir gün beni aradın ansızın. O günün gecesi de işte Ali Enes’i hayal edeceğim falan diyorum kendi kendime. Yatağa girdim, onunla buluşacağımız günü düşünüyorum. Ama işte sabah bir kalktım… O gece sen girmiştin yine rüyama. Bu sefer sınırları aşmıştım. Rüyada formaliteden evlenmişiz, sonra sen beni öpüyordun ve tabii ki inanılmaz etkisi altında kalıyordum. Bana cesaret geldiği için seni öpmeye yeltendiğimde sen istemiyordun. (Bilinçaltım biliyor istemediğini) Ben de sana sarılıp sorun değil, ben sonsuza kadar beklerim seni diyordum. Rüyada da şovmenim ha, neyse. O sabah dayanamadım Oktay’a döktüm içimi. O da o günden beri biliyor. Sonra işte son zamanlar başka bir flörtüm oldu onu da biliyorsun. Yusuf Han. İlk birkaç gün hoşuma gider gibi oldu. Sonra bir gün bir anda soğukluk hissettim ona karşı. Seni aramak geldi içimden. Aradım; konuştuk, güldük, eğlendik. Eh sonrasında Yusuf Han gözümde çok boş gelmeye başladı. Olmasa da olur diyordum, hala öyle diyorum. Çocuğu hala salmadım çünkü Zkurs hesabını kullanıyoruz, riske atamam hahahaha. Ama o da bana bir şey oldu sanıyor karşılık veremediğim için. Yav beğenmiyorum işte siktir olup gidebilirsin… demedim tabii. Ama işte bir kez daha anladım, bu iş böyle olmuyor. Ben yine seni düşüneceğim, yine sana yükseleceğim, yine sen sen sen. Tabii ki her şeyi anlattıklarımla sınırlı düşünme. Arada o kadar çok şey olmuştur ki. Mesela doğum günün için sürekli bir şey yapma iç güdüsü ve isteği. Onun dışında hep sana karşı bir koruma iç güdüm vardı. Kılına zarar gelse dünyayı yakacak moddaydım, hiç de çıkmadım bu moddan. İçimden gelen buydu. Bunu da açıklayamam. Mantıksız işte, aşk. Aşk bu, tamamen saf bir aşk. Ne yapayım… Sonra doğum gününde allem edip kallem edip yanında uyuduk, Oktay’ı da ikna etmiştim. Sabah da erken uyanıp birazcık sana baktım. Özür dilerim allah belamı versin ama engelleyemedim. Mesela iş teklifi geldiği sabah ilk seni arayıp sana söylemek istemiştim. Bu arada hiç öyle “melankolik” bir aşk değildi bu, her zaman mutlulukla eşdeğer oldu benim için. Anlattıklarımın bir kısmını biliyorsun veya hissetmişsindir belki. Bilmiyorum. İşte öyle, daha fazla uzatmayayım lafı. İçimi dökmek istedim ve döktüm. Bir arkadaşıma şey demiştim “arkadaşımı kaybetmekten korkuyorum”. O da bana bu noktada arkadaş falan olmadığımızı, ben böyle hissettiğim için zaten bu ilişkiye arkadaşlık denemeyeceğini söylemişti. Vurucuydu, doğruydu. O zaman anladım. Ben yine de kaybetmek istemiyorum seni. Zaman verebiliriz, geçer gider. Hatta şimdiden geçmeye başladı, o yüzden biraz daha rahatım sana anlatırken. Emin oldum, bu da sonsuza kadar sürecek değil ya. Kabullenip devam edeceğim. Ama devam edebilmem için yani bu prosesin tamamlanabilmesi için sana da söylemem gerekiyordu. Umarım anlayışla karşılarsın.

04.07.2021

Bilmiyorum ne zaman itiraf edeceğim sana hissettiklerimi, henüz kendime itiraf edeli bile 11 ay olmuşken. Bu büyük bir risk ve korkuyorum ama içimde tutarak yaşayamıyorum. Haykırmak istiyorum seni sevdiğimi, göstermek istiyorum. Artık sen de bil.

31.10.2021

Canım aşkımla lowkey bir pazar günü buluşmasından sonra eve gelip duş aldıktan sonra yazıyorum bu satırları. Az sonra uyuyacağım ama birkaç satır da olsa yazmak istiyorum. Bugün diğer günlerden çok farkı olduğundan değil, yani neden bu gece yazasım geldi onu bilmiyorum. Sadece yazmak istiyorum. Yazmak ve belirli bir zaman sonra geri dönüp bakmak çok keyifli.

Yunusumla geçirdiğim her gün birbirinden özel ve bu asla değişmiyor. Birlikte yaşadığımız her an yeni bir güzellik olarak eklenmeye devam ediyor hayatıma. Bu nasıl olabilir bilmiyorum. Dünya üzerindeki en şanslı insan benim. Hayatımın aşkı ile beraberim ve her gün bu farkındalığı tekrar tekrar yaşıyorum. İlişkimiz o kadar dürüst, güzel, saf ve sağlam ki ve birbirimize olan aşkımız her zaman o kadar taze ki... Sanki ilk günkü gibi ve her geçen gün katlanarak devam ediyor.

Ancak ilişkimizin başından beri içimde bir türlü kurtulamadığım bir his var: Kaybetme korkusu. Yunusumu kaybetmekten çok korkuyorum. Ya başına bir şey gelirse ya da herhangi bir şekilde benden giderse...

Benim için yaşamak Yunus ile birlikteyken anlamlı. Onsuz bir evrende ben de yok olmak istiyorum. Hayat bir şekilde devam ederdi sanırım ama bir daha asla kimseyi Yunus'u sevdiğim gibi sevemeyeceğimi, ona güvendiğim kadar hiç kimseye güvenemeyeceğimi bildiğim için böyle bir olasılığı hayal bile etmek istemem. O benim her şeyim.

Bu korkunç histen ne zaman kurtulacağım?

28.11.2021

Dünyadaki en şanslı insan benim. Hayatımda ne olursa olsun, ne kadar çok şey ters giderse gitsin, her zaman yanımda olan biri var. Her konuyu rahatça açabildiğim, bana yol gösteren ve nasıl oluyorsa her seferinde beni rahatlatabilen biri. Beni gerçekten seviyor ve hatta bana aşık. Ben de ona çok aşığım. Hatta varlığının her zerresine aşığım. Ölene kadar yanında olmak ve hayatının her saniyesine neşe katabilmek istiyorum.

Benim için hayat, sevdiğimiz insanlarla geçirdiğimiz vakitlerin toplamından ibaret. Çünkü aslında kalan her şeyi bu anlar kompanse ediyor gibi geliyor. Bu yüzden Yunus benim hayatım desem pek yanlış olmaz sanırım. İçinden Yunus'u çıkarırsanız hayatım kararır, çok anlamsızlaşır. Bu hayatı Yunus ile birlikte geçirdiğim sürece hayatın sevilmeyecek bir tarafı yok.

06.02.2022

Yunus'la sevgililiğimizin 7. ayı dolmak üzere... Yakın zamana kadar annemlerle de babamlarla da, her ne kadar zaten farkında olsalar da, Yunus hakkında açıkça konuşamıyordum. Artık konuşabiliyorum. Birkaç hafta önce Yunus annemi hastanede ziyaret etti. Ardından babamlar Yunus'la yemek yemek istediklerini söylediler. Hoşuma gidiyor tabii bu durumlar.

En büyük korkum Yunus'u bana yakıştırmamaları, kabul etmemeleri, eleştirmeleriydi. Bu korkum da beni etkileyeceğinden değil, Yunus hakkında kötü konuşurlarsa onlara karşı hissedeceğim kinden kaçınmak ile ilgiliydi temel olarak.

Sonuç olarak, artık çok daha rahatım.

13.04.2022

Bir şeyler yazmam gerektiğini hissediyorum ama ne olduğunu ben de tam olarak çözemiyorum. Bir süredir Yunus ile ara ara kavga eder olduk. Dün de gerçekten önemli sayılabilecek bir kavga ettik. Oysaki Yunus, hayatımdaki en önemli, en değer verdiğim, en çok güvendiğim insan ve bunu hiçbir şey değiştiremez gibi hissediyorum. Hayatımın tamamını onunla geçirebilmek istiyorum, hatta tam olarak hayatlarımızı birleştirmeden geçirdiğimiz bir güne bile sabrım kalmadı artık. Vücuduma onun dövmesini yaptırmak, onunla ansızın evlenmek, birlikte yaşayabilmek istiyorum. Bunlar niye bu kadar gerçeklikten uzak ihtimaller olmak zorunda? Benimle birlikte bu çılgınlıkları yapmasını sağlayabilseydim keşke.

12.07.2022

Aslında dün gece yazmak istedim bu satırları. Yunus'u gerçekten çok seviyorum. Bu, daha önce hiç hissetmediğim gerçek bir duygu. Onu dünya üzerindeki bütün kötülüklerden korumak ve ömür boyu mutlu edebilmek istiyorum. Dün gece Çanakkale dönüşü Bağdat Caddesi'nde yemek yedik. Yemekten dönüşte yolda taksi/dolmuş beklerken tekrar hissettim onu ne kadar çok sevdiğimi.

31.07.2022 23:00

Dün gece annemlerle tatilden döndük. Bir süredir işle ilgilenmiyor olmak muazzam bir duygu. Yunusumu da bayağı bir özlemiştim, dolayısıyla bugün buluştuk. Her ne kadar arada ufak tefek atışsak da bence genel olarak çok güzel, eğlenceli bir gündü. Akşam Marmaray'dan erken inip beni evin önüne kadar bıraktı, günümü güzelleştiren detay da buydu. Uzun süreli (6 ay ve hatta 1 yıl) askerliğe gitme ihtimali olduğunu söyledi bu akşam. Artık ne olacaksa olacak, öyle ya da böyle atlatılacak.

05.11.2022

Yunus'u dünyadaki her şeyden ve herkesten çok seviyorum – that's a fact. Ancak yine de zaman zaman "ilişki içerisinde olma bulantısı" yaşamadım desem yalan olur. Bunun ise Yunus'tan tamamen bağımsız olduğunu düşündüğümde kendimi rahatlatabiliyorum. Kesinlikle benim büyürken aşk ve sevgiyi ya da daha genel anlamıyla ikili ilişkileri öğrenme stilimde eksiklik olduğu zaten su götürmez bir gerçek. Buna rağmen Yunus'la bu kadar sağlıklı bir ilişki yürütüyor olmamız (i) Yunus'un olgunluğu (ii) Yunus'a çok değer verdiğim ve onu kaybetmek istemediğim için elimden gelen dikkat ve çabayı gösteriyor olmamdan ileri geliyor bana kalırsa. Yine de zaman zaman ufak tefek hatalar yaparak Yunusumu üzdüğüm oldu. Bunları kafamda oynatıp oynatıp kendimi hırpalamak istemesem de ara ara ders çıkarmam gereken şeyler üzerinde de internal bir analiz yapmam gerektiğinden eminim. İlişkimizi yaşamaya değer kılmak istiyorum. Zira sadece "ben aşığım" demek ya da böyle hissetmek asla yeterli olmuyor. Yunus'la birbirimizi çok sevsek bile birbirimizi yıpratıp durduğumuz bir ihtimalde ilişki çok ağır hasarlar alacak ve yürümekte zorlanacak. Buna şöyle bakıyorum: Olursa olur! Yani evet, ilişkimiz biterse biter. Bitebilir. Bununla yüzleşeli çok oldu. Ancak yine de ilelebet sağlıklı ve güzel bir ilişki olarak kalması ikimizin de arzusu doğal olarak, ve bu nedenle elimizden gelen çabayı göstermeliyiz diye düşünüyorum. Mesela sinirlendiğinde karşıdandakini yine de üzmeden hareket etmeye çalışmak, kendine, zaman zaman ne kadar zor olsa da, "dur" diyebilmek... Bunların egzersizini yapa yapa öğrenmeliyiz. Kaybetmek istemiyorsak birbirimizi, ölene dek bu hassas dengelerin bilincinde olmamız gerekecek. Aksi halde şunu istemeyiz: "Hep birlikte kalmışlar, birbirlerinden kopamamışlar ama birbirlerine saygıları da yok, birbirlerini üzmekten de çekinmiyor, artık o kadar alışmışlar ki..." denilmesini. Yani, amaç tek başına "uzun ilişki" değil. Evet, amaç uzun bir birliktelik ama ek olarak bu birlikteliğin sana değer veriyor, seni hayatta tutuyor olması. Yunus da bunların farkında, çok olgun birisi. Seviyorum bu yönünü. Mutluyum.

27.11.2022 22:20

Yunus bugün hastanede babaannemi ziyarete geldi. Halamla da tanıştılar.

Yunus'u çok seviyorum.

Halam bugün Yunus'a "aileden sayılırsın" dedi. Çok mutlu oldum. Halam, gerçekten annem ya da babam gibi sorunlu biri değil. Yunus'un da halama ve Asya'ya karşı daha sıcak olduğunu hissediyordum zaten. Bu konuda haklı. Halam ve Asya ön yargılı, eleştirel değil, aksine kabul edici, sıcak, açık ve sırf benim Yunus'u seviyor olmam onların Yunus'u sevmesi için yeterli oluyor. Babaannem de seviyor Yunus'u. Yunus için "ruhu arınmış, ruhu hijyenik" dedi bugün. Öyle hissediyor olması çok güzel.

Yunus'ta bir "red flag" görseler söylemeyecek değiller bu arada. Zaten böyle bir şey yok, Yunus harika bir insan. Halamla Asya'nın, annem ya da babam gibi yukarıdan bakmak, ırkçılık yapmak, beğenmemek gibi tavırları yok. Babaannemin de yok. Bu karşılayıcı tavırları insanı mutlu ediyor. Keza Gülden de öyle.

30.01.2023

lavender haze (ts)

It's the start of the week: Monday. I came to work (university) today, but I didn't get much sleep last night so I wish I never had to come. I sometimes have these days where I can't sleep but even if I need it, I won't get it. Elaboration: It's 9 AM and I already feel drained, yet you could put me to bed right now and I still wouldn't be able to sleep.

Aside from this very TMI and unrelated intro, I've been listening to Taylor Swift a lot for the past few months. She has just released a music video for her opening track "Lavender Haze" and I had been pondering upon this term lately.

The song includes statements such as "1950s shit they want from me" and "get it off your chest, get it off my desk". I absolutely love that it's about breaking the relationship rules made up by all kinds of societes for generations. For instance: Marrying your partner, or more specifically in the case of celebrities, displaying your partner/relationship to the general public.

I am not sure if Taylor is referring to some type of "halo effect" (or, "honeymoon phase") with the term "lavender haze" but they seem pretty similar to me. It's so refreshing to witness that her lavender haze is still going strong after all these years (Taylor has been in a relationship with her current partner for over 6 years, and has already dedicated several songs/albums to him). Frankly, it gives me hope.

I, too, am in a "lavender haze" with my partner. I have loved him for over 4 years now, and been in a relationship with him for over one and a half year. My only wish is that this feeling never goes away. Sure, we've had our share of disagreements, but they were quite minor and I think we've managed it (and, continuing to do so) pretty well. My belief is that it's all thanks to the pure and trusting love we have for each other. I wonder if love can overcome any and all obstacles, after all.

I relate way too much to Taylor's complaints about how everyone has some type of opinion of her and her relationship(s). I am a sufferer of the same problem. The people who feel they have the audacity to comment on my love life the most are, naturally, my family (parents, mostly). Others either acknowledge and approve of us (which, I couldn't care less) or they are silent about it. The most recurring comment we've been getting is that "our families are completely apart". As if we aren't aware!

I am, by definition, not a risk-taker. I don't like to gamble. Therefore, I ideally wouldn't put myself in this type of situation, yet it happened. That's because I love my partner and look forward to an entire life spent by his side. Although I understand where our parents are coming from (yes, major cultural differences in families is a big problem and a very unsafe bet), basically, this is what I have to say: "Get it off your chest, get it off my desk"!

At the end of the day, our child (if any) will grow up in the healthiest, most loving environment due to our love for each other. I like to uphold the idea that we can be one of the exceptions, couldn't we? At some point, everyone will accept and move on.

As for Taylor, I don't want to conform to the "1950s shit" people want from us (as women), either. Although I do dream of becoming my partner's bride/wife one day. If she doesn't want that, that's totally fine too. True love doesn't require outside validation (and I don't blame the ones who feel they need it, it's just due to basic societal norms, I sometimes find myself doing the same thing). Naturally, since she is a celebrity, many people are curious about her private life but she can do whatever the hell she wants.

In the end, I sincerely hope she finds eternal peace within her relationship and continues to disregard others' expectations/opinions of them. She is such an icon for her stance in everything, including this.

06.03.2023 08:35 AM

mindful love

1 year, 7 months and 26 days ago, I confessed my love to my now-boyfriend. I want to be mindful of that.

I want to be mindful of our relationship every single day and I never want us to take what we have for granted.

I am really, very heavily afraid of losing a partner. I've realized that this fright of mine doesn't necessarily have to do with him specifically. I am just generally afraid of this. So I know, even if I were in an unhealthy relationship, I would have a really hard time letting go. And for that, my true wish is that I never have to go through the same again with this one.

I genuinely hope that we last.

I don't care if he isn't rich, if he doesn't come from the most sophisticated family, if he doesn't speak C2-level English, if he can't (for now) get into a well-paying law firm. These material criteria is not how and why I, or anyone, would really fall for someone.

I love his wits, his mind, his realness, his friendship, his trust and his loyalty. I love how I can feel the sadness in his eyes whenever I suggest he doesn't love me or something along those lines. I love how he is novice, childish, naive in a way, but then very capable, real and grown at the same time. I love his geniune proneness to do whatever makes me happy, and his gratitude in return whenever I do something for him.

I want us to make this work, and continue to will it to work. I hope to never go down an unhealthy path with him, and become entangled in some kind of toxic love. I hope our relationship stays this way forever, and that our bond only continues to grow stronger.

I am manifesting a relationship with open communication, and where we can never hurt each other, even in our worst moments. I hope we never forget why we are together and how wonderful of a bond we have built together. We cannot wreck that mindlessly.

Because once our relationship takes a toxic route, I would have to remove myself from it, and him too. I cannot, we cannot do that. This cannot get toxic, I won't let it. But that requires a two-sided effort. Without his willingness, I can only take this so far. So I need him to constantly replenish his willingness, his hope for a future together, and never doubt that he can trust me with anything. One thing I know how to do well is stand by the people that I love. I would never ever betray him.

Constant mindfulness makes everything in life better. Yes, it can be draining to be mindful of so many things in your mind, I have been doing this since I was 16. But mindfulness is really essential in life. At least that's how I've always seen it.

05.09.2023

Yunus'u çok seviyorum. 8 Temmuz 2021'den 28 Ağustos 2023'e kadar süregelen bir ilişkimiz oldu. Yunus, benim en yakın arkadaşımdı. Ona olan sevgimden patlayacak gibi olduğum arkadaşlık zamanlarımız benim için hala çok önemli. Bana çok şey öğretti Yunus. İyi ki hayatıma girmiş. Şahsen bu andan sonsuza kadar hiç konuşmayacağımızı düşünmüyorum, araya iyice zaman girdikten sonra tekrar iletişim kurabiliriz belki. Çok önemli bir yeri var bende çünkü. Ancak son zamanlarda (son zamandan kastım neredeyse son 1 yıl) birbirimize hiç iyi gelmiyorduk, birlikte eğlenmeyi ve mutlu olmayı unutmuştuk. Hala Yunus'u gördüğümde mutlu oluyorum çünkü çok seviyorum onu. Ancak diğer taraftan da, birlikte eski anılarımıza dalmayı denediğimde hiçbir şey hissedemiyorum. Üzülemiyorum, sinirlenemiyorum, ağlayamıyorum. Gerçek anlamda eksikliğini hissedemiyorum bile. Bu da belki iyi bir şeydir. İllaki acı çekmemiz gerekmiyor. Birbirimizi sevip birbirimizin iyiliği için bu kararı alıyoruz. Bu kararın hem benim için hem onun için uzun vadede çok iyi olduğuna inanıyorum. Tekrar deneyelim desek yine olacaklar belli; mutlu olamayacağız. Bu ilişki bu noktadan sonra sadece ve sadece mutsuzluk getirecekti. Yine de Yunus'un özünü çok seviyorum. Çok güzel bir karakteri var. Hayat bize hep güzellikler getirsin kendi yollarımızda. İyi ki.

04.11.2023

Daha önce yazdıklarım yalandı (İYİ Kİ diyemiyorum). Her şey için çok pişmanım. Tüm kırgınlıkları geride bıraktım. Ben en iyi arkadaşımı kaybettim.

27.11.2023 00:08-

“All these people think love’s for show, but I would die for you in secret.”

Aklımdasın hep. Fotoğraflarını açıp saçlarını okşuyorum. Ne çok severdim göz kapaklarından öpmeyi. Hala öpebiliyormuş gibi yapıyorum. Gülümsüyorum senin o güzel yüzüne bakarken. Üzülmüyorum, gülümsüyorum sadece. Seni, uzaktan da olsa, hep seveceğim aşkım.
Neyse, en son sarılıyorum ekranda fotoğrafın olan telefonuma.
Güzel ruhlum benim. Beni bazen duymayarak, anlamayarak çok üzdün, kırdın. Ancak ben senin güzel ruhuna inanmak istemiştim.
Dün izlediğim filmin son sahnelerinde Kıvanç Tatlıtuğ’un sözleri çok duygulandırdı beni; ağladım. Birlikte yaşlanan çiftlerin de zaman zaman birbirine kırıldığı, sıkıldığı, ayrılmak istediği anlar olmuştur ama içlerindeki hep birlikte olma inancı onları devam ettirmiştir gibisinden bir şey demişti. Benim bunu yapabileceğim insan sendin Yunus. Ölene kadar içimde taşıyacağım bu inancı. Bunu hissettiğini biliyorum.
Lütfen bir şeyleri “cringe” bulma artık. Beni en çok da bu yaralıyordu.

“It’s never over, my kingdom for a kiss upon her shoulder. It’s never over, all my riches for her smiles when I slept so soft against her. It’s never over, all my blood for the sweetness of her laughter. It’s never over, she’s the tear that hangs inside my soul forever.”

***

İçimdeki inançtan nefret ediyorum bazen. Seninle konuştuğumuzda artık Şeymalarla aramın iyi olduğunu, terapiye gittiğimi, bir şeyleri çözümlediğimi falan anlatırken arka planda yatan hisler ve motivasyon da, esasen bu inanca hizmet ediyor. İyiye doğru gittiğimi görürsen tekrar hayatıma dahil olmak istersin zannediyorum. Senin için daha iyi olmak istiyorum. Mesela eve çıktığıma ve sonra seni aradığıma dair hayaller kuruyorum. “Artık hayatta bazı koşullar değişti, şu andan sonra kurulan ilişkilerin dünyada farklı outcomeları olabilir” ile “Gördün mü? Ben başarıyorum, sen de yanıma gelsene” gibi düşüncelerin bir karışımı var burada bence.
İlerideki sen ve ben için daha iyi olmaya çalışmaya başladım. İlişki içinde de istemiştim bunu yapmayı. Kaç kere terapiye gitmek de istedim. Farklı yöntemler denedim seni kaybetmemek için. DAHA İYİ OLACAĞIM. Lütfen olduğun yerde kal çünkü seni çok ama çok seviyorum.
… haykırmak istiyorum. Aynı sana platonik olduğum zamandaki gibi. Ancak sen artık yoksun yanımda, önümde, arkamda…
Gözlerindeki tek bir parıltıyı görmek için tüm servetimi verirdim. Eskiden anladığımı zannederdim ama tam da şu an, Jeff’i çok iyi anlıyorum.

06.12.2023

Bugün, geçmişteki bir durum ile ilgili çok büyük bir farkındalık edindim. Yunus'un benim yanımda ailesiyle konuşmama nedeni Zazaca konuşmaktan çekinmesiydi. Ben bunu hiç anlayamadım. Israrla nedenini sorar ama asla tatmin edici bir yanıt alamazdım. Neden benden utandı? Kendimi bok parçası gibi hissettim. Şimdi de ağlıyorum ama Neruda'nın da dediği gibi, bu bana yaşattığın son acı ve bunlar senin için yazdığım son satırlar.

***

Tonight I Can Write the Saddest Lines (Puedo escribir los versos más tristes esta noche) by Pablo Neruda (translated by WS Merwin): Tonight I can write the saddest lines. Write, for example, 'The night is starry and the stars are blue and shiver in the distance.' The night wind revolves in the sky and sings. Tonight I can write the saddest lines. I loved her, and sometimes she loved me too. Through nights like this one I held her in my arms. I kissed her again and again under the endless sky. She loved me, sometimes I loved her too. How could one not have loved her great still eyes. Tonight I can write the saddest lines. To think that I do not have her. To feel that I have lost her. To hear the immense night, still more immense without her. And the verse falls to the soul like dew to the pasture. What does it matter that my love could not keep her. The night is starry and she is not with me. This is all. In the distance someone is singing. In the distance. My soul is not satisfied that it has lost her. My sight tries to find her as though to bring her closer. My heart looks for her, and she is not with me. The same night whitening the same trees. We, of that time, are no longer the same. I no longer love her, that's certain, but how I loved her. My voice tries to find the wind to touch her hearing. Another's. She will be another's. As she was before my kisses. Her voice, her bright body. Her infinite eyes. I no longer love her, that's certain, but maybe I love her. Love is so short, forgetting is so long. Because through nights like this one I held her in my arms my soul is not satisfied that it has lost her. Though this be the last pain that she makes me suffer and these the last verses that I write for her.

21.12.2023

…and I think back on 896 days ago. How everything would turn out SO differently, had I kept my mouth shut. I would do absolutely anything in my power to go back. I fantasize about going back to that exact moment and “what could have been”. As if he’s sitting right there in front of me now, with no clue in the world as to what we would go through in the next two and a half years. If only I managed to keep my feelings to myself, then we would never have to go through this whirlwind anyway.

If only I could go back… I would do everything differently. I would look into his eyes, tell him that I love him -and have loved him- my entire life that I’ve known him, more than anything and anyone. I would hug him so tightly and promise to never let go. Then I would keep my mouth shut. I would never have him read my blog post about the day I had the realization that I loved him romantically. He never needed to know. Or maybe I would confess it, but then strongly oppose the idea of dating him. I would say, for the sake of our friendship, because if we break it then break up, it would be long gone, we have to stay this way. I am pretty sure he would understand and agree.

What made me so emotional is to imagine his naivety on that day (actually mine too). Maybe it is time to dream more realistic dreams. The only reason I confessed was because, first, I could not keep it in anymore anyway, and also because I believed in my love for him and that belief had the both of us going for as long as we have. However, the hard truth is no matter how strongly you love someone, if you’re a bad match in the real world, then you’re paddling across the current for nothing. At the end of the day, the only reason we made it this far was because I always longed for “one more day with him on my side”. Although realistically, he was not the best boyfriend (I cannot say he was bad) and there are major differences in our upbringings that we could never change. I hate him for trying with me even though he knew all these things, because I didn’t know these harsh realities.

And truthfully, I am sad for all the times that I hurt him, which would never happen had we stayed friends. It’s all on me. Now I have to live with the consequences EACH PASSING DAY.

My heart can’t bear the ache.

***

It only hurts this much right now was what I was thinking the whole time
Breathe in, breathe through, breathe deep, breathe out
I'll be getting over you my whole life

23.12.2023

Tam bir hafta önce bu zamanlar, arabayla Selenlerin evinden dönüyordum. Selen, Cağaloğlundan eski bir arkadaşım. Seninle ilk sevgili olduğumuz zaman Fethiye öncesi birlikte Suwen'den alışveriş yapmıştık Selen'le. La Roche Posay ve Cerave'ye de o gün o başlatmıştı beni. O zamanlardaki heyecan ve mutluluğumu anımsadım.

Selen, Bayrampaşa'da oturuyor. Dönüş yolunda Cevizlibağ'dan dönerken gözyaşlarıma hakim olamadım. Jeff'in en sevdiğim şarkısını dinlemiştim yolda. En sevdiğim kısımda ağladım. "It's never over, all my blood for the sweetness of her laughter."

Dönüş yolundan sonra:

"yesterday I spent the night at a friend of mine from high school and today as I was going back home I drove past my ex’s neighborhood (they live in close neighborhoods by chance). It hurt me so deeply and for some reason I spent an extra hour driving around there. even though it hurt me, I still couldn’t leave. I looked around, looked at the faces on the streets. I drove past his bus stop. I still love him, perhaps I will never stop loving him. I confessed it out loud. I laughed, cried. I tried holding on. But at the same time, I let go. I blew him a kiss from far away. I learned to live with the pain. At the end of the day, I’m a happier person now without him. But I will always love him."
"Tonight I drove through the exact same road where my ex and I had a big fight once. I remember it vividly. He yelled so I left him hanging. Then he got even madder. It’s what I do. I cannot respond to yelling, I just cut contact. Then I realized, this is the exact same way we broke up months later. It’s interesting to make these connections bc the problems were there all along but nobody chose to resolve it. We just dragged it under the rug until it got bigger. Anyway, that road or the places I drove past aren’t necessarily connected to bad memories. That bus stop is also where he would wait to meet up with me. Or where he’d send me on my way home. And that metro station. We took that metro, went places, and created good memories. Or that place where I spent time with his best friends. I saw everything. Everything in between. It’s beautiful, really."
"A while ago I made a promise to myself, I wrote my last sentences for him on my blog. But today just happened. How was I supposed to know? I’ll get a good night’s sleep and everything will be better by tomorrow. Deep breaths girl — you got this!"

İki gün sonra da senin bana döndüğünün hayaliyle uyandım. 

***

I dress to kill my time
I take the long way home
I ask the traffic lights if it'll be all right
They say, "I don't know"

18.03.2024

Nasıl oluyor da yokluğunla bile bu kadar etki edebiliyorsun hayatıma hala? Mutluluğumu mahvedebiliyorsun, hayatımda olmayarak bile. Bir zamanlar var olduğun için sadece! Nasıl hala bu kadar sevebilirim seni?

23.03.2024 2:30 AM

Ayrılalı 7 ay geçti neredeyse… Ama hala ne zaman birilerine senden bahsetsem ne kadar heyecanlandığımdan, gözlerimin parıltısından bahsediyorlar. Biz birlikteyken de böyleydi, ayrıldıktan iki hafta sonra da böyleydi, şimdi de böyle…

Ben hiçbir zaman seni kötü anamam. Hukuk kütüphanesinin önünde gördüğüm o andan bu yana üzerimde yarattığın etki hiç değişmedi. Benim gözümde sen dünya üzerinde varlığından etkilenebildiğim en yüksek mertebedeki kişisin. Çok farklısın. Zekanla, kalbinle yarattığın varoluşuna sonsuz boyutta hayranım.

Keşke aile durumu olmasaydı. Bizi kötülüğe sürükleyen buydu bence. Her şeyi yokuşa sürmem arkaplanda bu durumu kabul edemememden kaynaklandı, çok yıprattı beni. İkimizi de etkiledi bu arada; sadece beni etkilemiş veya beni daha çok etkilemiş gibi görünse de.

Hep herkese söylediğim gibi, hayatında Yunus’u olanlar çok şanslı ve onlara ölene kadar imreneceğim. Ben seni, sen de beni tutamamış olsak da seni unutmak hayatımın hiçbir evresinde mümkün olacağa benzemiyor. Senin uyandırdığın güven ve huzur duygusunu kimsede bulamayacağım. Kimsenin varlığından bu denli etkilenemeyeceğim bir daha mesela, veya kimsenin aklına ve sağduyusuna bu kadar inanamayacağım.

Her ne kadar “sen benim ilkimdin, ben senin değildim” desen de, sen de benim ilkimdin Yunus. İlk gerçek aşkımdın. İlk kez gerçekten sevildim, değer gördüm sayende.

Bizi ayıran biz değildik, koşullardı sadece. O yüzden biliyorum ki bu hikaye bir yerde tekrar bağlanacak. O zamana kadar hoşçakal.

Comments

Popular posts from this blog

a tribue to amy (and a realization) on july 11

artık ölmek istiyorum